12 Mart 2012 Pazartesi

Uzay Günü

“ABD’de Lockheed Martin şirketinin önderliğinde 1997’de bir ticari konsorsiyum tarafından başlatılan ve her yıl mayıs ayının ilk cuma günü (2008’de 2 Mayıs ) kutlanan Uzay Günü çerçevesinde 101 faaliyet öneriliyor.

Uzay Günü’nde kişisel kutlamalarda bulunmak için ‘spaceday.com’ web sitesine girilerek, bu yıl sonunda fırlatılacak NASA’nın uzay aracı Ay Yörünge Kaşifi’nin dijital veri tabanına ücretsiz isim yazdırmak, hatta projeye katılıma dair bir sertifika çıktısı almak mümkün. Eğer, Ay yüzeyine isimle birlikte, bir fotoğraf da konmak istenirse, Google’ın ‘Lunar X Prizes’ programının, ‘Lunar Legacy’ veri tabanına 10 dolar ödeme yapmak gerekiyor.

10 Mayıs Astronomi Günü’yle birleştirilerek yapılabilecek Uzay Günü kutlaması için bir başka seçenek de, NASA’nın ‘Phoenix Mars Lander’ aracının 25 Mayıs’ta Kızıl Gezegen’e inişinin internet üzerinden izlenmesi.”


Alın size işte uzay turizmi:

20 milyon dolarınız varsa, uzaya UUİ’na gidip, kalıp dönüyorsunuz. Şimdilerde 10 milyon dolara düştü sanırım.

200.000 dolarınız varsa, 20 saniye yerçekimsiz yörünge altı uçuşa katılıyorsunuz.

10 dolarınız varsa, Ay’a adınız ve fotoğrafınız konuyor.

Sonuncusuna sizce kaç kişi katılır? Bence 1 milyon değil, hatta 100.000 değil, 10.000 ve üzeri kişi katılır. (Bunu sonradan denetleyeceğim.)

Bunun kaç kişisi Türk olur acaba? Bu yazıyı ortalama 300 kişi okuyacak. 1 kişi bile çıkacak mı o kümenin içinden?

Ben bu işi yapmayacağım. Turist denilen yaratık türüyle hiç hoşlaşmam, uzay turisti olmaya da niyetim yok. 20 milyon dolarım olsaydı da, uzaya gitmezdim. (Kafamda başka projeler var çünkü.) Ancak, ölene dek yıldızlara bakmayı sürdüreceğim.

Gelelim işin kültürolojisine:

Zamanında, uzaycılığın devlet işi olmadığını söylediğimde bana gülerlerdi. Uzaya gitmiş hiçbir astronot uzaycı değil, Gagarin hariç. (Bunu ‘Uzay ve Psikoloji’ kitabından biliyoruz.) Uzaya gitmek uzaycıların işi. Örneğin, Microsoft’un ikinci büyük ortağı Paul Allen, özel uzay uçuşlarına ödül koydu ve kazanana 10 milyon dolar ödedi.

İnternet nasıl devlet denetimine girince, Türkiye’deki ve şimdiki gibi oluyorsa, uzay da devlet denetimine girerse, yalnızca bir savaş hacmi olur. Şimdiye dek de öyleydi. İlk kuşak uzaycılar, pratisyen Goddard’ın ve teorisyen Tsiolkovsky’nin düşleriningerçek olması için, 2 dünya savaşı yaşamamız ve insan türünün yok olabileceğini görmemiz gerekti. Yoksa, sanayi toplumu da, 1 milyon evrilmeyen Aborijinler gibi, evrilmeden kalacaktı.

Gagarin, ikinci kuşaktı ve uzaycılığı ilk gerçekleştirendi. Allen ve 3. kuşak, artık asıl uzaycılık ideolojisinin praksisine (teori ve pratik sentezine) geçtiler. Şimdiye 6 uzay turisti oldu.

2010’larda 10-20 kişilik mekik uzay gezileri şimdiden hazırlandı, kayıtlar yapıldı, yolcular ücretlerini ödedi bile...

Şimdilik türün yok olması tehlikesi de, kısa bir hakem molası vermiş durumda. 2010-2020 arasında Ay’da kalıcı üsler kurulması garantide, çünkü 5-6 ülke birden işin peşine düştü.

O yüzden, hepinize gerine gerine ‘uzay günüm kutlu olsun’ diyorum.

(4 Mayıs 2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder